FAHİŞE


FAHİŞE
          Akşam sokağında günler sakin geçer sokaktaki insanlar fazla hareketliliği sevmezlerdi. Zaten genelde de orta yaşlıların oturduğu güzel bir sokaktı akşam sokağı. İzmir'in ışıltılı, deniz kokulu havasından daha farklı bir havayı teneffüs ediyordu adeta. Sokak sakinleri bir birlerini yakından tanır, fazla sohbet etmeselerde yabancıyı simasından anlayacak kadar bilirlerdi birbirlerini. Feride bu sokakta doğmuş, büyümüştü. 
          Feride'nin babası apartman görevlisi idi, genel tabir olarak kapıcılık yapar aile geçimini sağlardı. Annesi de evlere temizliğe gider ev geçimine katkıda bulunurdu. Sakin bir hayat yaşarlar bundan da gocunmazlardı. Bazen, her ailenin yaşadığı sıkıntılara düşerler maddi imkansızlık çekerlerdi ama o denli umursamazlardı. Zaten dört kişilik bir aile oldukları için de masrafları o kadar fazla olmazdı. Feride'nin kardeşi Osman, orta okul son sınıfta okuyor, okul dışında arkadaşları ile sokakta futbol maçı oynayarak zaman geçiriyordu. Dersler ile fazla ilgili değildi aslında ve geleceğe dairde pek bir düşünceye sahip değildi. Sıradan bir öğrenciydi. Feride Liseye yeni başlangıç yaparak okul hayatında bir kademe daha büyümüştü. O zamana kadar pek umurunda olmayan çevre şimdi daha fazla dikkatini çekmeye başlamıştı. Ne de olsa yaşı büyüdükçe çevresi de değişiyor yeni yeni arkadaşlar ile tanışıyordu. Okula başladıktan sonra sınıf arkadaşları arasına karışmış onların yaptıkları dikkatini çeker olmuştu. Ders aralarında bahçeye iniyorlar, sınıfta kalıp sohbetler ediyorlardı. Yeni edindiği arkadaşlarından Pınar, Feride ile daha yakın arkadaş olmuş ve sürekli beraber gezmeye başlamışlardı. Pınarda yoksul bir aileden geliyor ama durumu, takındığı tavırlar,giyim işle zengin kızları gibi davranmaya çalışıyordu. Feride'ye de sürekli bu durumdan yakınıyor zengin olmak istediğinden bahsediyordu. Ailesine kızıyor sürekli yoksulluklarını eleştiriyordu. Pınar'ın ailesi geçici işlerde çalışırlar ve sürekli işlerde bulunamazlardı. Bu nedenle çoğu zaman zor durumda kalırlardı. Çevreden de giyim kuşam konusunda yardımcı olanlar olması nedeni ile kıyafet sıkıntısından bir süreliğine kurtulmuş olurlardı. Bütün bunların yanında Pınar okul dışında çalışarak para kazanır bunu da kendi ihtiyaçları için harcardı.
          Dersler başlamış ve öğrencilerin üzerine ağır bir yük bindirilmişti. Öğretmenler çocukları sırası ile kaldırarak baba, annelerinin mesleklerini sonrada ileride ne olmak istediklerini sorarlardı. Pınar her defasında babasının serbest meslekte bulunduğunu annesinin ise ev hanımı olduğunu söylerdi. Oysa annesi de babası gibi gündelik işlerde çalışırdı. Gecekondu semtinde otururlardı ve bir yakınlarının vesilesi ile bu okula yakın ikamet gösterilerek kayıt yaptırılmıştı. Öğretmenler Feride'ye sorduklarında, Feride diğerleri gibi çekinmeye başlar ve anne babasının mesleklerini gizlerdi. Bunu daha evvel hiç yapmamıştı ama çevresel durumlar kendisini etkilemeye başlamış ve anne babasının mesleklerinden dolayı çevresinden itibar göremeyeceği korkusuna bürünmüştü. Derslerden çıktıklarında Pınar kendisini onaylar ve en iyisinin bu şekilde olacağından bahsederdi. Feride, ilk defa böyle bir duruma düştüğünden dolayı üzülüyor ve sıkıntı yapıyordu kendisine. Pınar, Ferideyi alarak okulun arka tarafına götürmüş ve rahatlaması için cebinden çıkardığı sigarayı ikram etmişti.
Pınar- Bak bu en kaliteli ve itibarlı sigaradır.Zenginler bunu içerler, yak bir tane rahatla.
Feride- Sen nasıl alıyorsun Pınar bunu? Parayı nereden buluyorsun?
Pınar- Kızım ben okuldan sonra çalışıyorum ve kazanıyorum. Kendi paramla sigaramı da alıyorum. Sen de ailenden izin al gel çalış benimle. Ailen sana isteklerini veremeyebilir ama sen kazanır isen giyimini kendin alırsın yada ihtiyacın olur ise karşılarsın. Ne diye arkadaşlarımızın yanında mahcup olalım ki. Hem kim bilecek çalıştığımızı.
          Feride- Ailem izin vermez Pınar nasıl olur ki? Hem sigara içmedim hiç korkuyorum.
Pınar- Bir yolunu buluruz, ben hallederim durumu. Hem çalışacağımız iş kötü bir iş değil, sende göreceksin, bu konuda bana güven. Sigaradan da korkma ilk seferde zorlanırsın ama sonradan alışınca güzel gelir. Hafta sonu da bara gideriz arkadaşlarla içeriz bak hayattan nasıl tat alacaksın. İstediğimiz zaman güzel kıyafetler alırız, gezeriz, monotonlaşan hayattan kurtuluruz.
Bu vesile ile Feride ilk sigarası ile beraber sigaraya alışır. Pınar, dediği gibi alttan girer üstten çıkar ve Feride'nin ailesini kandırır. Hafta sonları dersler için birlikte zaman geçireceklerine inandırırlar aileyi. Sorunları ortadan kaldırdıktan sonra Feride tekstil atölyesinde işe başlar Pınar ile birlikte çalışırlar. Hem okuluna devam ediyor hem de hafta sonlarını boş geçirmeyerek çalışıyor, para kazanıyordu. Bu hayat Feridenin hoşuna gitmişti. Çünkü çevresinde gördükleri ile parasızlık bir eziklikti ve ancak para kazanıp daha iyi giyindiği zaman eziklik ortadan kalkmış olacaktı.
Feride hal ve davranış olarak gün geçtikçe değişiyordu. Pınar ile barlara gidiyor, pahalı sigara kullanıyor, yeni kıyafetler alıyor ve bunları arkadaşının hediye ettiğini söylüyordu. Ailesi zaten hayatın çetin yollarında ekmek paramızı kazanalım derdine düşmüş sıradan hayatlarına devam ediyor kızlarından şüphelenmiyorlardı. Feride artık ailesine ve çevresine sürekli yalanlar söylüyordu.Bu nedenle her geçen gün daha kötü bir duruma geliyordu. 
          Pınar'ın erkek arkadaşı vardı ve biraz havadar çocuktu. Yaş olarak Pınardan büyüktü, hal tavır olarak para harcamayı sever, para bulmak için sürekli farklı yollara baş vururdu, kendisi gibi olan arkadaşını da Feride'ye ayarlayarak dörtlü takılmaya başladılar. Feride, çocuktan hoşlanmış ve aşık olmuştu, o kadar güveniyordu ki ne dese kabulleniyordu. Evlilik hayalleri bile kuruyordu ama oğlan bu düşüncelerden çok uzaktı. Dördünün de ortak noktası daha çok kazanç sağlayarak lüks hayata atılmaktı. Feride bu hayatın içerisinde okulu tamamen boşlamıştı ve aileye haber vermeden okulu ertelemekteydi, Pınar'da Feride ile beraber okul hayatını noktalamaya başlamış ve eve giden ihbar haberlerini beraberce ortadan kaldırır olmuşlardı. Okulun hiç bir cazibesi kalmamıştı. Hem ne anlamı vardı ki? Zaten yoksullardı ve okusalar da bu yoksulluktan kurtulamayacaklardı. 
Okul sonunda aileler durumu öğreniyor ve çocukları okuldan alıyorlardı. Bu durum daha fazla işlerine gelmiş ve çalışma hayatına atılmakla daha fazla kazanmaya başlamışlardı. Erkek arkadaşları yaptıkları işten vurgun yapınca paraları da beraber harcıyorlardı. Seneler geçer olmuştu ve Feride 17 Yaşına adım atmıştı. Atık eski Feride yoktu yerinde. Salınıp güzelleşen Feride olgunlaştıkça iş yerinde erkeklerin ilgisini çeker olmuş ve çalıştığı yerlerde tacizlere maruz kalmıştı. Pınar da arkadaşı ile aynı kaderi paylaşmakta idi ve nereye gitseler, nerede bulunsalar bu tacizlere uğramaktaydılar. 
O acı gün geldiği zaman, kader tersini bir anda gösterir olmuştu. Feride iş yerinde akşam saatine mesaiye kalacaktı, patronu öyle istemişti ve iş yeri boşaldıktan sonra baş başa çalışır olmuşlardı. Patron çalışır iken içeriz diye alkol almıştı. Feride bir baba gibi gördüğü patronundan şüphelenmeyecek kadar seviyordu. Feride'nin bu denli yakın yaklaşması ise patronu yanıltmış ve bir ilişki düşüncesine salmıştı. Alkol alındıkça patron daha fazla yanaşmaya çalışıyordu. Feride durumu anlamış ama iş işten geçmişti, patron durdurulamayacak kadar vahşileşmiş ve bir süre arbedenin ardından Feride'ye tecavüz etmişti. Feride'nin daha evvel sevgilisi ile ilişkisi olması nedeni ile bakire olmaması, patronu rahatlatmış ve zaten yolcusun sıkıntı olmaz demesine yol açmıştı. Feride ağlıyor, patron ise para ile susturmaya çalışıyordu.
          Patron- Bana bak zaten kız değilsin zaten, seni imkansız bırakmam parasız kalmazsın, ya bu duruma devam edersin yada seni rezil ederim. İyi düşün.
Feride ne yapacağını bilemez. Olayın üstünü kapatmaya çalışır. Erkek arkadaşı diğer arkadaşı ile beraber bir hırsızlık davası nedeni ile tutuklanır. Artık yoktur ve kızlara destek olan en büyük maddi kaynaklarda yoktur artık. Feride ve Pınar bir çok yere borçlanmaya başlamış, evlere de para götüremez olmuşlardı. Son moda takılıyor, en son ürünlerden muhakkak alıyorlardı. Erkek arkadaşlarının da olmayışı biraz daha serbest takılmalarına neden olmuştu. Masraflar arttıkça daha fazla para gerekiyor ve daha fazla para ihtiyacı sıkıntıyı artırıyordu. Borçların vadesi gelmiş kapıya dayanmıştı. Feride bir defadan bir şey olmaz yeter ki şu borçlardan kurtulalım derdine düşmüş ve eski patronun teklifini Pınara da anlatmıştı. İki kafadar bir kerelik ilişkiden zarar görmeyeceklerine karar vererek yola koyulmuşlardı. Eski patron kızları akşam alacağını evlere de bahane bulmaları gerektiğini izah etmişti. Her şey hazırdı ortam kuruldu ve o akşam dört erkek iki kız önce bara oradan da kenar otellerden birisine geçtiler. Kızlar ürkmesin ve rahat hareket etsinler diye uyuşturucu hap vermişlerdi. Sabaha kadar hayatın en rezil hallerinden birini yaşayan kızlar sabah otelden çıktıklarında artık eskiye dönemeyecek durumdaydılar. Uyuşturucu kendisine çeken bir madde idi ve çekiyordu. Uyuşturucu heves ettikleri alemin en son raddesi idi. Daha evvel de erkek arkadaşları vasıtası ile de esrar kullanmışlardı ama bu seferki farklıydı. Kızlar para ve uyuşturucu uğrunda sürekli bu alemi yaşar olmuşlardı. Evlere gitmiyorlar, sürekli barlarda geziyorlar ve alemlere dalıyorlardı. Daldıkları alemlerde dayak yiyor, aşağılanıyor, hor görülüyorlardı ama her şeye rağmen hayat devam ediyor ve bu hayata rağmen artık kopamıyorlardı çünkü bir sokaktan çıkıp bütün İzmir'e tanınmışlardı. Nereye gitseler kaşar orospulardı. Hayat acıydı ve bu acı hayat daha fazlası için çaba gösterenlere kötü sonunu sunuyordu. Pınar ve Feride ailelerden kopmuş, çocukları olmuştu, lakin çocuklara kendileri bakmak zorundaydılar çünkü babaları bile belli değildi. Vesikalarını aldılar artık hayat kadınlarıydı ikisi de. 
          Feride ve Pınar özentinin sonunu ağır bedeller ile ödediler ve kadın olmanın verdiği dezavantajında etkisi ile kolay yem oldular acı hayata. Kadınlar toplumda daima kullanılıp atılacak lokma gözü ile görülmekte ve gittikleri her işte neredeyse tacize maruz kalmaktadırlar. Üstüne hayatta görsel, sözel özendirmeler hayat karşısında daha zayıf olanları yakalar ve girdabına çeker. İşte asıl fahişe özendirici ve bu özendirdiklerini elde etme yolunda insana tuzaklar kuran hayatın kendisidir. Fahişe genç kızları zayıflığından kullananlardır ve fahişe sistemin ta kendisidir. Yokluk ise fahişeye hizmetkar olan en önemli noktadır. Fahişe beyinlerimizde oluşturulan sarf düşünceleri ve sarf düşüncelerden meydana gelen zaaflarımızdır. Feride ve Pınar ise bu yolda harcanan iki küçük noktadır...
Yazar:Mitra

0 yorum:

Yorum Gönder