ANA BENİ OKUTMA

ANA BENİ OKUTMA... Okumak bir toplumu dolaylı yada dolaysız olarak daha ileri aşamalara yönlendirir. Okuyan toplum en azından nerede ne yapması gerektiğine dair fikir üretebilir, okumanın verdiği yetenek ile farklı araştırmalara girebilir ve sorgulamasını sağlayacak kapasiteye erişebilir. Bu yolla da toplumun eğitim kapasitesi artar, toplum olarak gelişim aşamasını tamamlar. Okumak demek gelecekte Mühendis yada Doktor olmak demek değildir. Düşünün ki her hangi bir işçi bile okumuş olduğu zaman haklarını savunabilecek kapasiteye erişebilir veya bir çiftçi okumanın verdiği bilgi ile hangi ürünün daha revaçta olacağını ve bu kaynağı nasıl pazarlayabileceğini, üstüne de kendisine ve topluma nasıl daha fazla yararlı olabileceği konusunda fikir üretebilir. Kısacası kolay kolay kandırılamayan yada her söylenene inanan bir toplum ortadan kaldırılmış olur. Bir çiftçi deneyimleri yani pratiğinin yanı sıra teorik olarak ta üretken olur ise ziraat'in önüne kim geçebilir ki. Köy Enstitüleri ile geliştirilme aşamasına sokulan toplum, bir anda bu yapının siyasal düzlemde bir fayda getirmeyeceği hatta muhalif seslerin artacağı bilinci ile sonlandırılmış ve geriletilen bir toplum yapısı oluşturulmuştur. Çünkü üretken toplum pembe masallar ile fazlalıkla kandırılamaz. Kandırılamayan toplumda üretken olmayan siyaset ise hiç bir iş göremez. Çünkü bizde siyasiler genellikle üretkenlikle değil, karşı rakibin üzerine yüklenerek siyasal icraatlarını devam ettirirler. Yol yaparlar yanına dış güçlerle hareket eden muhalefet bizi bitirmeye çalışıyor, derler ve bir bakmışsınız ömrü hayatında yaptığı yollar ile yıllarca siyasetin tepesinde oynarlar. Baktınız işe yaramadı hemen yeni silahlar devreye sokularak ''Din elden gidiyor.'' yada ''Vatan, Millet, Sakarya.'' Gibi laflar ile en revaçta kullanım aşamalarına geçilir. Bir de yapay muhalefet oluşturulur ki, siyasetçiler iyi bilirler, halk kendisi için adım atacak hiç bir harekete destek vermez. Çünkü düşünme yetilerini kullanmalarına imkan sağlayacak eğitim sağlanmamaktadır. Yapay muhalefet burada ''Halkçılık, Kemalizm.'' Söylemlerini öne sürerek sadece kısıtlı olan kesimi çevresinde toplamaya çalışır ki çoğunluğa engel olunmasın. Geçmişte bu tür iktidar ve muhalefet el birliklerine sıklıkla rastladık. Hatta günümüzde de kol kola muhalefet yapılmasına da fazlası ile alıştık. Eğitimin zararlarını Osmanlı döneminden bu tarafa net bir şekilde bilmekteyiz. Ki Osmanlı hanedanlarının hiç birisi de ülke genelinde eğitimi yaymamışlar aksine sadece Kur'an eğitimi ile dahiler yaratma çabasına girmişlerdir. Cümle alem de bilir ki sadece Kur'an okuyarak Filozof yetiştirilemez. Osmanlı'nın yıkılmasının ardından yeni kurulan Cumhuriyet'te ise bir dönem eğitime ağırlık verilmiş bunun neticesinde emperyalizme karşı çığ gibi muhalif ordusu yetiştirilmiştir. Emperyalizm ise kendisine muhalif olacak nesillere sıcak bakmamakla birlikte bir an evvel bu yapının bozulmasını istemiş ve darbeler ile eğitim kültürünün önü kesilmiştir. Geriye kalan toz bulutunun enkazından ise düşünemeyen, vicdana bürünemeyen ve kendi hırsızını sorgulayamayan bir nesil yetiştirilmiştir. Bu nedenle ülke tarihi kanlı ve acılı olaylar ile dolup taşmış, empati yapamayan ve kendisinden başkasını anlayamayan, geçmişteki biatçılar dönemine dönen nesil haline dönüştürülmüştür. Biat eden nesil hiç bir dayatmanın nedenini anlayamaz ve olduğu gibi kabullenir. Bizlere dayatılan eğitimsizliği kabul etmemiz ile birlikte, siyasilerin çocuklarınızı dini eğitime salık verin demelerini sorgulamamış ve bize dini dayatanların evlatlarını neden Avrupa'larda okuttuklarını görmemişiz. Osmanlı'da da saray çocuklarını en donanımlı eğitime sürer iken, halkın çocukları anlamadıkları eğitimlerden geçerek en saf halini almışlardır. İşte bir toplum oynanan eğitimi ile bu şekilde gericiliğe hizmetkar edilir, bir toplum bu yolla kendisini kurtaracak cellatlarına aşık olur. Değerli dostlarım bu makus talihimize son vereceğimiz eğitim, öğretim başarılarına ulaşacağımız zamanların beklentisi ile, hepinizi en derin duygularımla selamlıyorum. Saygılarımla... Yazar:Mitra

0 yorum:

Yorum Gönder